Merhaba,

Video eğitimler ve Udemy video kursları bu kadar popüler olmuşken, muhtemelen neden eski yöntemlerle eğitimleri metin olarak hazırladığımı merak eden arkadaşlarımız vardır aranızda.

İşin doğrusu, video eğitime karşı bir durum söz konusu değil bunun ardındaki neden. Yani, video eğitimlerim ile karşılaştığınızda, “Hani, video değil de metin eğitimlere taraftardın?” gibi bir yaklaşıma gerek yok. Kaldı ki, bir çok video eğitim takip ettim ve çok da faydasını gördüm. Sizlere de tavsiye ederim.

Ancak burada yapmaya çalıştığım şey bir başvuru dokümanını elinizin altında bulundurmak. Hem sizin için, hem de kendim için.

Evet, programlama kitaplarının neslinden geldiğim doğrudur. Bir zamanlar Dost Kitabevi, D&R gibi büyük kitapçılara gittiğimde en zevk aldığım kısımlardan biri de yeni neler var diye Programlama kitapları bölümüne göz atmaktı. Evimde buralardan alınmış bir çok programlama kitabı da mevcuttur hala. Yazılım sektörünün son yıllarda ivme kazanarak hızlı bir şekilde ilerlemesi, değişmesi, yeni uygulama dilleri ve çerçevelerinin ortaya çıkması(framework) gibi sebeplerle bir çoğu artık anı gibi yer alıyor kütüphanemde. Ama değerlerinden bir şey kaybetmiş değiller.

İki temel eğitim kaynağı Programlama Kitapları ve Videolarını karşılaştırdığımda, ikisinin de ayrı ayrı artıları ve eksileri olduğunu fark ettim. Evet video eğitimleri izlemek daha hızlı ve görsel şekilde öğrenmeyi sağlıyor ama ileride öğrendiklerinizi uygulama aşamasına geldiğinizde ve “şu işlem nasıl yapılıyordu” diye spesifik bir konuya göz atmak istediğinizde, o bölüm video eğitimin hangi videosunun hangi dakikasında yer alıyordu arayıp bulmak zor. Sonuçta her videonun adı belli ama video içinde arama yapmamızı sağlayan bir teknoloji henüz yok. Bu noktada bir kitaba göz atarak daha hızlı bir şekilde aradığın bölüm içindeki aradığın sayfayı bulmak daha iyi bir çözüm olabilir. Üstelik kitap video gibi akıp gitmediği için masanızın üzerinde ilgilendiğiniz sayfa açık bir şekilde bilgisayarınızda çalışmanıza izin veriyor. Ama son zamanlarda bunu da tercih etmiyoruz tabii. Neden? Çünkü daha da detay bir bilgi aradığınızda kitapta belirli bir  kelimeyi bulmak da oldukça zorlaşabiliyor. Üstelik o kelimenin birden fazla sayfada geçiyor olması da söz konusu. Sonuçta Google’lamak daha kolay geliyor. İşte bu siteyi de bu deneyimlere dayanarak bu şekilde aramalarda hızlı sonuç alınabilecek metinsel bir başvuru kaynağı olarak hazırlamak istedim.

Örneklemek gerekirse, diziler içinde slice() metodunun kullanımını hatırlamak istediğimde video eğitimin  40 dakikalık diziler bölümünü ileri sara sara izlemek zorunda kalmıyorum. Ya da bir kitabın diziler bölümüne hızlıca göz atmak durumunda kalmıyorum. Sitenin arama fonksiyonuna slice yazmak aradığım sonuca ulaşmak için yeterli oluyor ve saniyeler içinde aradığım içeriğe ulaşıyorum.

Tabii bu google’lamak ile aynı şey sayılır. Ama bir çok farklı kaynak okuyarak ve izleyerek öğrendiklerimi bir araya topladığım notlarım, herhangi bir konu için tekrar Google’da arama yapıp bir kaç farklı siteye göz gezdirme zahmetinden kurtarıyor.

Umarım sizin için de öyle olur…